Kayıtlar

Mayıs 26, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SAHİ HAYAL NASIL KURULUYORDU

Resim
Küçükken hayal kurmayı ya da şöyle söyleyeyim bir şeyleri düşünmekten çok korkardım. Sebebini büyüyünce bir şeyleri yaşayınca anladım.. Bu yüzdendir ki hayal kurmayı bilmiyorum.. Ne kadar üzücü bir durum değil mi :) Arkadaşımdan yardım aldığım bile oldu 'Sahi Hayal Nasıl Kuruluyordu?' Aldığım cevap sonrası vardığım bir kanı şöyledir ki; İnsanın arzuladığı, olmasını istediği şeylerin ya da hiç gerçekleşemeyecek şeylerin hayalini kurarak mutlu olabiliyormuş. O yüzden midir bu mutsuzluk?  Hadi bana hayal kurmayı öğretelim, bende yardımcı olacağım yani  ne kadar başarılı olabilirim bilmiyorum, deneyip görmek lazım:) diyorum ve sözü bu bloğun yazarına bırakıyorum belli ki onun hayalleri hepimize ilham verebilir:)      Seviyor-Sevmiyor neye dair?    Umut hep var mıdır?    Mutluluk sadece mutlu olmayı bilmek midir?    İşte bu soruların cevabını bilmek bütün mesele bundan ibaret sanki :)

AİLE

Pek bahsetmedim ama aslında tee çocukluğumdan şuana kadar içimde beslediğim ve hiç vazgeçmediğim hayalim polis olmak. Böyle ufak bir ışık yansa benim için hiç şüphesiz Allah'ında izniyle direk değerlendiririm o ışığı, o ışık bana bir gün yanarsa benim için güneş doğmuş kadar olur çünkü polislik için önümde ki en büyük engel ailem, ama ben ailemi bir kere es geçtim ve kıymetlerini anladım. Öyle ya artık es geçemem ben polis olursam onlar üzülür mutlu olmazlar ve ben onları üzmek istemiyorum onlar mutlu olsun da ben içimde kurar yaşarım her şeyi. Aile her şeydir, aile olmadan ayakta kalamıyorsunuz, yorulduğunuzu anlayıp siz yardım istemesenizde siz kendiniz ayağa kalktığınızı zannetseniz de aslında ayağa kalkabilmenizde en büyük etken ailenizdir. Ailem hayatın hep zorluklarıyla karşı karşıya kaldı hayat onlara yuvalarını kurana kadar hep en büyük zorluklarla karşı karşıya bıraktı. Annem ve babam neler yapmak istiyorlarsa onlara elimden geldiği kadar yaşatmak istiyorum. Hayatın sad...

BÜYÜDÜK

Büyüdüğünüzde hayatı daha çok tanıyorsunuz,  küçük yaştan geldiğiniz bu yaşa kadar yaşadığınız her şey aslında sizin hayata bakışınızı değiştiriyor. Eğer çocukken hayatın size sunduğu şartlar kısıtlıysa ve sizi erken yaşta yormaya başladıysa çok güçlü oluyorsunuz. Hani tükendim, bittim diyordum ya aslında güçleniyormuşum. Güçlü olabilmek için biraz yorulmak lazımmış, biraz düşüp kalkmak lazımmış. Düşmeyi göze alınmadan binilmiyormuş salıncağa. Daha önce dediğim gibi çok düşüp kalktım fakat yılmadım. Artık nelerin imkanı' nın neler imkansız olduğunun farkındaydım. Çok farkına varmaya çalıştım ama her seferinde yanılmışım yanlış yapa yapa en sonunda doğruyu buldum asıl yapmam gerekeni buldum. Belki yine yanılıyorumdur ama olsun yine öğrenirim. Kaybede kaybede kazanmayı öğreniyorsunuz, yerde ki paraları toplamak isterken yanınızda ki elmasları kaybediyorsunuz. Ben bu yolda karşı koyduğum her insanın değerini o yolun sefasını süremediğimde anladım. Kimisi hala yanımdaydı kimisi ise ç...

KADER

Eee büyüdüm artık, zaman geçti, çocukça düşünmek yerine daha olgun düşünmeye başladım. Hani çıktığım o dikenli yol vardı ya o yolda ayaklarım kan revan içindeydi hani ben o yolun acısı çektim ama sefasını süremedim. O yol da karşıma öyle bir engel çıktı ki içim kan ağlıya ağlıya yolumdan vazgeçtim. O içimde oluşan burukluğun, hayal kırıklığının ve o acının izahı yok. Onca verdiğim savaşa rağmen bu yolumdan vazgeçmem imkansızdı, öyle zannediyor'muşum meğersem imkansız diye bir şey varmış şu hayatta er ya da geç imkansız, imkansız olduğunu öğretiyormuş. Buna kader de diyebiliriz belki hayırlısı böyleymiş de diyebiliriz ama yıllardır emek verdiğiniz bir şeyin çöpe gitmesi ne kadar hayırlı olabilir ki...

SAVAŞ

Büyüdüm,hayallerim sabit ve hayallerimin peşindeyim. Hem okul hem basketbol hemde ev ile uğraşıyordum. Her şey yolunda. Okul için verilen harçlıklarımı biriktirip klübün aidatını veriyordum evde ki parayı asla basketbola katmıyordum ne eksiğim varsa okul harçlığı, işten güçten kazandıklarımla karşılıyordum.Ailem pek istemiyordu basketbolu ama ben istiyordum ve gayet başarılıydım da. Onlarca maçıma sadece 2 kez gelen bir ailem vardı. Benim başarım bana yetiyordu kimseye sırtımı yaslamıyordum dimdik ayaktaydım ve  yolumdaydım. Beni bu yoldan alıkoymak isteyen bir sürü insan oldu, diz kapağımdan ameliyat geçirdim bunu bahane edip basketbolu bırakmam için ellerinden ne geliyorsa yaptılar ama asla vazgeçmedim anlayacağınız benim yolum çok dikenliydi ayağım delik deşikti ama ben o yolda her acıya katlanmaya razı oldum. Bu hayalim gerçekleşecekti o çıktığım yolda çektiğim acıların sefasını sürecektim.     Yorulmuştum hemde çok yorulmuştum. Hayat dört bir yandan üstüme...

HIRS

Zaman ilerledikçe artık daha gerçekçi düşünmeye başlıyordum, okul da beden derslerinde birkaç arkadaş basketbol oynuyorduk daha doğrusu ben oynamaya çalışıyordum. Sınıf içinde dalga konusu olduğum zamanlar , küçük duruma düştüğüm zamanlar oldu. Boyumdan ötürü dalga konusu oluyordum. ''Sen bu boyla basket mi oynuyorsun, şu boya bak, senden bir şey olmaz '' gibi bir takım küçük düşürücü sözler ve bu insanların arasında canımı hiç düşünmeden uğruna feda ettiğim bir dostum var. Her seferinde yılmadan usanmadan kulağımı insanlara tıkayarak oynuyordum, birde hep uzaktan atmaya çalışıyordum basketbol dilinde 3'lükten deniyordum ve daha çok gülüyorlardı. Bu beni hem üzüyor hem de hırslandırıyordu ve bir gün sınıfta ki herkese başta dostum olan insana söz verdim: ''Bir gün ben basketbol oyuncusu olacağım başarılı da olacağım ve sizi maçıma davet edip ben 3'üklerimi teker teker atarken sizlerin sevinç seslerini duyacağım ve bugünü hepinize hatırlatacağım.'...

BOŞLUK

 Bazı zamanlarınızda ne yapacağınızı bilemezsiniz eliniz kolunuz bağlanır sanki, hiç kimse umrunuzda olmaz, ruhen öyle bir yorulmuşsunuzdur ki artık hayal kurmayı bile bırakırsınız,  uzun uzun dalarsınız ya hani aslında  koskocaman bir boşluğa düşmüşsünüzdür. Ben bu boşluğa ortaokul zamanımda henüz çocukken düştüm. Yaşadığım bir takım olaylar psikolojimi bozmuştu ve psikolojik tedavi almak zorundaydım. Bu sürede ilk yanımda olan ailemdi ama verdikleri destek pek beni o boşluktan alamıyordu aksine yapmacık olduklarını belli ettikleri için ben o boşluğa daha fazla düşüyordum. Bir psikolog ile yaklaşık 6-7 ay görüştüm. Aldığım psikolojik tedavi beni kendime getiriyordu aslına kendime de gelmiyordum ben eskisi gibi değildim daha iyiydim hayata bakışım değişmişti her şey yavaş yavaş yeniden düzene giriyordu. Artık neler yapabileceğimi ,ne istediğimi, kime nasıl davranacağımı ve en önemlisi hayal kurup onun peşinden nasıl koşacağımı biliyordum. Tedavi sonuç verdiği için tedaviy...